Milu ilk başta çekingen, masum bakışlarla başını eğiyor, ama içten içe o da biliyor bu işin geri dönüşü yok. Üvey kardeşi dokununca hem ürperiyor hem de nefesi hızlanıyor. Dudaklarını büzüp “yapma” der gibi bakıyor ama vücudu kendi ihanetini ediyor. Biraz hırçın, biraz utangaç, ama en sonunda azgın bir fahişeye dönüşüyor. İstemem yan cebime koy misali, hem reddediyor hem de daha derine sokulmasını istiyor. Baştaki masumiyet, en pis şehvete dönüşüyor.